Üsküdar'da “Şemsi Ahmet Paşa Külliyesi” diğer adıyla ''Kuşkonmaz'' Cami'nin hikâyesini okuduğumda çok şaşırdım. Sizlerle paylaşmak istedim,
Külliye, 1530 yılında Mimar Sinan tarafından inşa edilmiş. Yapının en önemli özelliği nedir biliyor musunuz? Adı üzerinde yapının üzerine kuş konmuyor. Yaptıran Şemsi Ahmed Paşa, ''Şemsi'' mahlasını kullanan bir Şairdir. Aynı zamanda kendisi bir vezirdir. Kendisinin Halid Bin Velid'in Sarayından geldiği söylenir. Bir gün vezirler arasında bir tartışma, bir laf atışması çıkıyor. Bir başka vezir, Şemsi Ahmed Paşa’ya diyor ki ''Bu kadar paran var ama hiç hayır yaptırmıyorsun.'' der. Şemsi Ahmed'de ''Siz yaptırdınız ne oldu? Üzerlerine kuşlar pisliyor '' der. Diğer Vezir'de '' En azından onlara bir hayrım dokunuyor. Sen de o bile yok'' der. Böyle tuhaf bir atışmanın ardından Şemsi Ahmed Efendi, Mimar Sinan'ın yanına giderek ''Bana üzerine kuş konmayacak bir yapı yap''der. Mimar Sinan ise kabul eder ve araştırma yapmaya başlar. Sonunda Üsküdar'da rüzgârın sert estiği bir burunda, hiç kuş olmadığını ve kuşların bu noktada duramadığını fark eder ve yapıyı buraya inşa eder. Şaka maka kuş konmaz camiye. Çünkü üzerinde bile durmakta zorlanacağı bir rüzgâr vardır.
Bunun dışında, cami içinde kubbe göbeğinde Fatır Suresi 41.ayetine göre yazılar yazmaktadır. “ Allah, gökleri ve yeri, yok olup gitmesinler diye tutuyor. Yemin olsun, eğer çöküp giderlerse, O’ndan başka hiç kimse onları tutamaz. Halim’dir o, Gafur’dur. El-Halim; "İnsanın kendisini veya yaratılışında mevcut olan öfke ve kızgınlığı kontrol altına alması ve öfke anında, nefse hâkim olup aşırı gitmemesi" El-Gafur; "kullarının günahlarını çok örten, onları cezalandırmayan ve bağışı bol olan"
Şimdi, Allah’ın kelamından mesaj alınmıştır… Adamlar 500 yıl önce eserlerini yoğun bir mana ile bizlere bırakmışlar. Ve daha niceleri niceleri hepsinin sanat tarihinde bir yeri var. Bir hikâyesi var. Bakın, bugün bu yapıtların üzerinde bilimsel çalışmalar yapılabiliyor…
Çok üzülüyorum… Yani biz bu çağın fanileri olarak 500 sene sonraya bıraktığımız bir tane yapıt yok. Var mı? Varsa ben mi bilmiyorum. Soruyorum, 500 yıl sonra, yani beş asır sonra, üniversitelerin sanat tarihi hocaları öğrencilerine Kırşehir’de veya herhangi bir ilde, sanat tarihi ödevini hangi yapıt üzerinden verecek. Yaptığımız kamu binaları manası üzerinden mi? Yaptığımız alt yapı çalışmalarının kültürel ve sosyolojik özgünlüğünden mi? Ya da sivil yapılan binaların verdiği kültürel yansımaları mı verecekler?
2017 Yılının tüm insanlığa iyilik, güzellik, başarı, barış, özgürlük, demokrasi ve her şeyden önce sağlık getirmesini dileklerimle…
