Mucur Gazetesi
HV
19 MART Salı 09:40

Gözler Dövizdeki Artışta

Giriş Tarihi : 18-12-2015 17:09

 

Ülke içindeki belirsizlik ve huzursuzluklar her geçen gün biraz daha artıyor. Bunların artışı aynı zamanda karasızlık ve umutsuzluğu da besliyor. Umutsuzluk arttıkça huzursuzlukta aynı zamanda beslenmiş oluyor. Şu an yaşadığımız ortamı tanımlamak gerekirse söylenebilecekler tam anlamı ile bu. Bir sarmal var ve bu sarmalın tam ortasında Türkiye ve Türkler var. Sarmalı ne tarafından tutarsanız tutun her halükarda zararlı çıkıyorsunuz.

Günlerdir konuşuluyor ve tartışılıyor. Döviz fiyatları artarsa ne olur. Ya da Amerikan Merkez Bankası faizler artırırsa ne yaparız diye kara kara düşünüyoruz. Aslında güçlü ekonomiye sahip olan ülkeler için doların artması ya da faizlerin yükselmesi mutlaka bir miktar etkileyecektir. Ancak derin bir etki yapmasını beklemek doğru değildir. Ancak ülkemizde ekonomik göstergelerdeki ve beklentilerde yaşanan hayal kırıklığı ve son zamanlardaki ekonomik belirsizlikler dövizde yaşanabilecek ani bir artışın olumsuz etkisinin de oldukça yüksek olacağını bize göstermektedir.  Eğer herkes beklenti içine girdiyse aynı zamanda psikolojik olarak taban oluşmuş demektir. Psikolojik tabanı oluşmuş her iş kolay bir şekilde yoluna konulabilir. Buna göre faizlerin artması ile oluşabilecek olan dözvideki ani yükselişin ekonomiye olan olumsuz etkisi kesinlikle küçümsenmemelidir. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) bu hafta yapacağı toplantıda yaklaşık 10 yıl aradan sonra ilk kez faiz artıracak olması ve petrol fiyatlarında yaşanan sert düşüşün büyük bölümü emtia ihracatçısı olan gelişmekte olan ülkelerin para birimleri üzerinde yarattığı baskı ile kur ve faizdeki baskının devam etmeyeceğini gösteriyor.

Petrol fiyatlarının son 11 yılın en düşük seviyesinde olması ve gerilemenin daha da devam edebileceği şeklinde alınan işaretler ile büyük bir bölümü petrol ya da emtia ihraççısı olan ülke para birimleri üzerinde çok ciddi baskılar oluşturuyor. Çünkü ülkemizde faaliyet gösteren bütün işletmelerin kendi içlerinde “ABD faiz arttırsın da ne olacaksa olsun” şeklinde bir imaj oluşturduğunu bunun ise üreticiden tüketiciye kadar bütün kesimlere hakim olduğunu görüyoruz. Bunun bize olan yansıması ise çok ağır olacaktır. Çünkü psikolojik baskı beraberinde zam altyapısını da getirecektir. Özellikle %5’in üzerinde ciddi anlamda görülecek olan bir artışın bizlere zam olarak karşılığı en az %12 olacaktır. Bu artışın iğneden ipliğe her alanda yaşandığını düşünürsek ciddi anlamda sıkıntıların yaşanacağını söylemek yanlış olmayacaktır.

Bu kadar tedirgin oluşumuz aslında yaşadığımız ülkenin ekonomisine yeterince güvenmemekten kaynaklanıyor. Güvenilmeyen ya da güven düzeyi çok düşün olan ekonomilerde çok küçük çalkantılar çok büyük etkileri beraberinde getirir. Korkunun ecele faydası olmaz. Ancak hazırlıklı olabilir ve güçlü bir ekonomik yapı oluşturabilirsek ayaklarımız yere daha sağlam basabiliriz. Ancak yaklaşık 300 milyar dolarlık devlet borcu, 500 milyar dolar civarında özel sektör borcu, kısaca 800 milyar dolar civarında borcu olan bir ülkeden beklide çok şey bekliyoruz.  Ne dersiniz…

YORUMLAR